İş insanı, salgınla yaşama ve yaşatması… 28.09.2020
Salgınla
yaşayıp anın keyfini çıkaranlar ise her zaman hayallerini gerçekleştirmiştir.
Günü anlamayanlar, geleceği de belirleyemez. Bugünü doğru değerlendirmeyen,
yarın için bir şey söylememelidir. Bugünler geçecek, 2020 yılında koronavirüs
tedavisi yapılıp 2021 yılında aşının da bulunmasının belirleyici olacağını biliyoruz.
Sürecin birkaç sene daha sürebileceği paylaşılmaktadır. Ciddi pazar daralmaları
ve yeni alışkanlıkları öngören işletmelerimizin önlemleri sonucu faaliyetlerini
sürdüreceğini biliyoruz. Ekonomik ve sosyal hayatta her şey önceki doğallığında
gelişmesini sürdürecektir.
COVID
19 salgını, dünyadaki seyahatlerin sınırlandırılması ve diğer kısıtlamalara
karşın yayılması engellenememiştir. Her ülkenin salgınla mücadelesindeki
önlemleri ile kararlılığının önemli olduğunu göstermiştir. Kamu yetkililerinin
sorumlu tutum ve örnek davranışları ile salgın süreçleri daha az kayıp ve
zararla giderilmiştir.
Ülkemizde
Kültür ve Turizm Bakanı, koronavirüs salgınının görülmesinden sonra yaptığı
açıklamalarda; mayıs ayından başlayarak her konuşmasında bir ay sonrası için
tarih veriyordu. Eylül ayının sonuna gelindi, ama salgın geçmediği gibi daha
fazlalaştı. Nedeninin özellikle siyasilerin sosyal mesafenin korunamadığı
açılışlar, kutlama, düğün, festival…gibi topluluklarla yaygınlaştırıldığı
iddiasıdır. Sağlık sektöründeki meslek kuruluşlarının sürece katılmaması,
pandemi kurullarındaki sağlıkçıların önlemlerle ilgili önerilerinin ise
yeterince uygulanmadığı dillendirilmektedir. Ayrıca salgın yaşanmasa bile,
süren ekonomik kriz nedeniyle gelişmeler de pek iç açıcı görünmüyordu.
Koronavirüs ise ekonomik kriz ve yolunda gitmeyen işlerin,
ülkelerin kamuoyunda tartışılmasını engelleyen bir etken oldu. İspanya ve Yunanistan ile Almanya,
Rusya ve İngiltere’nin olduğu ülkelerde meslek örgütleri üyelerinin hak ve çıkarlarını
savunup korumak için çalışıp isteklerini dile getirerek kamu yönetimlerine
yaptıkları baskılardan sonuç almaktadırlar.
Ülkemizde ise inanılmaz
şekilde yasal zorunluluktan dolayı üye olunmuş TOBB, TESK, TESKOMB, TÜRSAB…gibi
çatı kuruluşları ve sendikalar bile
bunları görmezden geliyor. Şu an medyada çok seslilik egemenliği yerine
korkunun oluşturduğu tek seslilik söz konusudur. Çatı kuruluşlarımızın
aidatları, belge bedelleri…vs alınmaması için yasal düzenlemeler yapılarak mali
kaynaklarının kullandırılması için destek paketi çalışması yapılmalıdır. Sadece
baskı ve özgürlüklerin kısıtlanması, HES uygulaması ile salgınla mücadelemizde
başarılı olamayız.
Kısa
çalışma ve ücretsiz izin desteği ile işyeri ve fabrikaların açılabildiğini ve
kapanmaması içinde önemli olduğu vurgulanmaktadır. Devletin işletmecilere kredi
desteği nefes aldırmış olsa bile, geliri olmayan bir işletmeye kredi
verildiği için o
kredinin geri ödenmesinin zorluğu endişe oluşturmaktadır.
Salgını tatmin edici ölçülerde önleyemeyen tıbbi
yetersizlik, sigorta şirketlerinin risklerini de arttırdığı için konaklama,
yiyecek, içecek ve eğlence tesislerinde uygulanan seyreltme önlemleri
kapasiteyi zorunlu olarak düşürmüştür. Yeni düzenlemeler, işletme maliyetlerini
arttırmış olup işletmelerin maliyetlerini bile karşılamadığı
dillendirilmektedir. Bugün gelecek
yıl için bir öngörüde bulunulamadığı, neredeyse önümüzdeki haftayı planlayamadıkları vurgulanmaktadır.
Bu zor süreçte
firmaların beklentilerinin yeterince karşılanmadığı paylaşılmaktadır. Son
dönemde Kültür ve Turizm Bakanının Ankara’nın
wuhan olduğu açıklamasının zarar verdiği de açıktır. Ekonomik dengenin
bozulması ve toplumun ruh sağlığı ile nasıl zarar verdiğinin farkında değiller,
iddiası konuşulmaktadır. Büyük sıkıntı içinde olup dev gibi tesisler mal almayı
azaltmış, hatta durdurmaktadır. Bu ürünler kime satılacak, tedarikçileri nasıl
maaşları, vergileri ve borçlarını ödeyecek bilinememektedir. Tesisi,
tedarikçisi ile üretim yapan sanayisi bir zincirdir. Zinciri, zayıf halkası koparır. Siyaset, zayıf halka olup zincir
koptu, kopacak. Bu gelişmeler son darbe olarak ekonomiyi topluca bitirebilir.
Kimse işsiz kalan, belediyelerden yardım paketleri ile yaşam savaşı veren,
kredi borçları altında ezilen, geçinemeyen, psikolojisi çökmüş olanları gündeme
taşımamaktadır.
Ankara’da artan COVID 19 salgını
sonucu pandemi hastanelerinde her gün yoğunluk fazlalaşmış olsa bile, yaşam
kalitemizi ve yaşam sevincimizi kısıtlayıp özgürlüklerimizin engellenmesinin
doğru olmadığını biliyoruz. Çünkü ne
zaman biteceği bilinmeyen bu salgınla mücadelemizi sürdürerek yaşamayı
geliştirmeliyiz. Bugün muhtar, ihtiyar heyeti, mühendis, öğretmen, imam..vs
görevlendirilmiş olup sahada çalışmaktadırlar.
Çatı kuruluşlarımız da, sağlık
ordumuza destek olmalıdır. Ekonominin
sağlıklı olabilmesi işyeri ve fabrikaların açık tutulması ile çalışanların
sağlığının korunması gereklidir. Bu amaçla meslek örgütlerimiz de üyelerine
destek olup yol gösterici olmalıdır. Gelişmelere göre il pandemi kurulları ve
ilgili kurumlarla koordineli bölgesel taramalar, testler yapılmasını sağlayarak
çalışma hayatının güvenliğini sağlamalıdır.
Ankara’nın özel durumu nedeniyle
özellikle TOBB ETÜ Hastanesi’nin
işyeri ve fabrikalara yönelik seyyar ekipler oluşturarak filyasyon sürecine
katılmalıdır. İş insanlarına destek amacıyla ALO DESTEK hattı oluşturulup işyeri ve fabrikada bir pozitifli
çıkması durumunda bilgilendirme yaparak ilgililerin yönlendirilmesi ile
çalışanlara testler yapılarak faaliyetin sürdürülüp sürdürülmemesi kararı
oluşturulmalıdır. İzolasyon ve karantina altına alınan çalışanlar için kontrol
ve destek sağlanmalıdır. Karantinaya alınanların ilaçlarının temini ile tedavi
süreçlerine katkı koyacak projeleri hayata geçirmelidir. Ücretsiz maske ve dezenfektan sağlanmalı,
düzenli testlerle işbaşı için uygunluk raporu verebilmelidir.
Çalıştığımız işyerleri kadar ortak
yaşam ortamlarında önlemlerin yeterli olması için yetkilileri uyarmalıyız.
Bununla birlikte her insanımızın duyarlı ve sorumlu tutumunu geliştirip
herkesin alışkanlığını değiştirmesi için çabalamalıyız. Her gün artan
karantinaya alınan insanımızla aynı ortamı paylaşmış olsak bile test
yaptırmanın zorluğunu da biliyoruz. Ya da aynı ailedeki diğer insanlarımıza
bile test yaptırmakta zorlanıldığı yaşıyoruz. Pandemi hastanelerinde de test
yaptırmanın riskli olduğu kadar kit kalmadığı şeklinde duyuyoruz. Neyse ki, ücretli
test yaptırılarak şüpheler giderilebilmektedir.
Kahraman sağlık emekçilerimizin özverili ve sabırlı mücadelesine destek olmalıyız. Hastalanıp hastanelerde yatanlardan çok evinde karantinaya alınan insanlarımıza da yardımcı olmalıyız. Evde yalnız olup karantinada kalınmamalıdır. Tedavisi için ilaçlarının gelmemesi durumunda ilçe sağlık görevlisi ve aile hekimini ısrarla aranmalıdır. Ayrıca COVID 19 belirtilerinin artmasını acilen aile hekimine bildirilmelidir.
Bunlarla birlikte fabrika, banka,
market ve sitelerdeki gelişmelerin farklı olmadığını da biliyoruz. Her ortamda
temizlik, mesafe, eldiven ve maske kullanımlarına özen gösterilmesi için
hepimiz görevliyiz. Bugüne kadar işyerlerinde ve sitemizde yapılmakta olan
çalışmalarla birlikte bizlerin tutumlarımızın da yeterli olmadığını biliyoruz.
Çevremizde karantinaya alınan çalışma arkadaşlarımız ile komşularımızın olması
da doğaldır. Hepsine acil şifalar diliyoruz.
Yaygınlaşmaması için görevliyiz. Yayılmasını önlemek için hep birlikte daha fazla özen göstermemiz gerekmektedir. Salgınların her biri farklı olsa bile insanımıza ve birbirimize olan sevgiyi azaltmadan insanca yaşamamızın keyfini oluşturacak önlemler alınmalıdır. Daha zor günlerimizin geleceğini ve kışın çok daha zor olacağını bilerek salgınla mücadelemizi ise ÖZGÜRLÜKLERİMİZ KISITLANMADAN SÜRDÜRÜLMELİDİR.
Doğal olarak Bakanlık ve Pandemi
kurulları da bunları öngörerek önlemleri alması kadar, yerel yönetimlerle ortak
çalışmalarının önemli olduğunu hatırlatmalıyız. Yasakçı anlayışın yetkililere
olan güven zedeleyici tutum ve açıklamaları yerine şeffaf bilgilendirmesi ile
sağlık emekçilerimize de moral kazandıracak önlemler alınmalıdır. İnsanca
yaşamamız için kamu görevlileri daha sorumlu tutumla sağlığımızı korumamıza,
tedavilerimizin yapılması ile can güvenliğimiz sağlanmalıdır.
Bugün
deneyimli ve başarılı iş insanlarımızın salgınla baş edeceklerini biliyoruz.
Sosyal mesafe ve maske ile çalışma alışkanlığını edinerek çalışmanın,
salgınların doğası gereği önlemlerin de uygulanması gerektiğini biliyoruz.
Salgının sonraki dalga dönemlerinde temizlik, maske ve dezenfektan alışkanlığı
temelinde, sosyal mesafeyi koruyarak yaygın testler ile kalıcı önlemlerle
sürdürmemiz gerektiğini anlamış olmalıyız.
Salgınla yaşamaya alıştığımızda, hastalanma riskinin azalması ile normale dönülecek ve çalışma hayatı da o zaman canlanacaktır. Bu gelişmelerin ışığında, çok güçlü bir olasılık ise önümüzdeki dönemde iç pazar ve ihracatımızda önemli değişiklikler yaşanması olacaktır.
Stratejik önemi olan sanayimiz ve tedarikçileri, sağlık,
gıda, temizlik ve ambalaj sektörlerinde belirleyici olan özellikle sanayici KOBİ’lerimiz her sektördeki
üretim ile tüketim zincirinin içinde yaşamımızın vazgeçilmezleridir. Firmalarımızın
yaşatılması amacıyla iş yapamayan firmalar için kredi
desteği ve borçlarının yeniden yapılandırılması çözüm olmamaktadır.
Sanayicilerimize devlet tarafından hibe desteği, ödenecek SGK, vergiler,
aidatlar…vs ödemelerinin ise gelecek yıla ertelenmesi, firmalarımızın geçen
2019 yılı cirolarının yaklaşık yüzde 30’u civarında bir hibe desteği olabilir.
Büyük işletmelere de küçük işletmelere de kredi
desteği,
çalışma ödeneği eşit oranda verilmesi sürdürülmelidir. Sektör
temsilcilerinin katılımları ile bir destek paketinin hazırlanması gereklidir.
Firma yöneticilerinin belirsizliğin
oluşturduğu endişe ve korkuları ile müşterilerinin azalması ve siparişlerin çok
azalması sonucu önlem olarak tesislerini geçici süreliğine kapatmakta, açık
olanlar ise çalışanlarının çoğunluğu evlerinde olup geçinemedikleri için
huzursuzlukları artmaktadır.
Bugünden sonra da her birimiz kadar ailecek daha sorumlu davranacağımızı düşünüyorum. Kısa sürede salgını atlatıp normale dönmemiz, keyifli ve sağlıklı günler geçirmemizi diliyoruz. Yasaklamak ve özgürlüklerimizi kısıtlamak yerine önlemler geliştirilip alışkanlıkların değiştirilmesi amaçlanmalıdır.
Sevgiyle sağlıcakla nice mutlu günlerimize...
Birlikte BAŞARACAĞIZ.