16 Eylül 2014 Salı

SOHBETİMİZ "Demokrasi, Sosyal Demokrasi ve Demokratik Sol ve SPD deneyimleri" HAKKINDA

Sevgili Arkadaşlarımız,

Birlikte olmak aynı duygu, düşünce ve anlayışa sahip değerli dostlarımızla, sohbet etmenin keyfini yaşadık.

Verimli ve güzel geçmesi için katılımlarınızla katkılarınızla birlikte; hoş sohbet kahvaltımız, bilgi ve deneyimleri ile Hakan ERDEN, ev sahipliği yapan Başkan Doğan TORUN olmak üzere katılanlara ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

Yine kahvaltımızda; getirdikleri nefis börek, poğaça ve kek içinde Türkan TORUN ve Suna YALÇINDERE’ye özellikle teşekkür ederiz. Bununla birlikte; her etkinliğimize katılanlarca giderlerini de karşılama alışkanlığımızı hatırlatmadığım için üzgünüm.
  
Sohbetimizdeki sunum ve resimlerimiz ektedir.

Daha ayrıntılı paylaşımlarımızı https://www.facebook.com/events/773619986013579/Cesur Yürekliler Girişimi










sayfamızdadır.


Birlikte olmak, bir olmak, diri olmak ve başarılarımızın sürekli olması dileğimizle…

Mehmet YALÇINDERE
Cesur Yürekliler Girişimi


……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

      Kurtuluş yok tek başına,
                             Ya hep beraber ya hiç birimiz...


Cesur Yürekliler Girişimi


 “Biraraya gelebilmek başlangıç,
                                               Bir arada kalabilmek gelişim,
                                                                  Birlikte çalışabilmek ise başarıdır…“
      P Gerekmiyorsa lütfen yazdırmayınız. Yazdırmadan önce çevreyi ve geleceği düşününüz. ÿ
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Bu mesaj ve ekleri mesajda gönderildiği belirtilen kişi ya da kişilere özel olup gizli bilgiler içeriyor olabilir. Mesajın muhatabı ilgilisi ya da gönderileni değilseniz lütfen mesajı herhangi bir şekilde kullanmayınız çoğaltmayınız ve başkalarına ifşa etmeyiniz. Eğer mesaj yanlışlıkla size ulaşmışsa anılan mesaj ve ekinde yer alan bilgileri gizli tutunuz ve mesajı gönderen kişiyi bilgilendirerek söz konusu mesaj ile eklerini derhal imha ediniz. Bu mesaj ve ekindeki belgelerin bilinen virüslere karşı kontrolü yapılmıştır. Ancak e-posta sistemlerinin taşıdığı risklerden dolayı şirketimiz bu mesajın ve içerdiği bilgilerin size değişikliğe uğrayarak veya geç ulaşmasından bütünlüğünün ve gizliliğinin korunamamasından virüs içermesinden ve herhangi bir sebeple bilgisayarınıza ve sisteminize verebileceği zararlardan sorumlu tutulamaz.
Şirketimiz hakkında bilgi almak için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.

“This message together with its attachments is intended solely for the address(es) and may contain confidential or privileged information. If you are not the intended recipient please do not use copy or disclose the message for any purpose. Should you receive this message by mistake please keep all information contained in the message or its attachments strictly confidential and advise the sender and delete it immediately without retaining a copy. This message and its attachments have been swept by anti-virus systems for the presence of known viruses. However due to the risks of e-mail systems our company cannot accept liability for any changes or delay in receiving loss of integrity and confidentiality containing viruses and any damages caused in any way to your computer and system.
To get information about our company please visit our web site. ”
  
























20 Haziran 2014 Cuma

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

BDP'li Çelik: Bayrağımız ve polisimiz olsun! - Gerçek Gündem

CHP Ankara İl Örgütü üzerine... - Platform - Gerçek Gündem

CHP Ankara İl Örgütü üzerine... - Platform - Gerçek Gündem

SoL gazetesinden sonra dergi de kapandı - Gerçek Gündem

SoL gazetesinden sonra dergi de kapandı - Gerçek Gündem

Necati Yılmaz: Sonra açıklayacağım - Gerçek Gündem

Necati Yılmaz: Sonra açıklayacağım - Gerçek Gündem

17 Haziran 2014 Salı

12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değil miydiniz



12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değil miydiniz            01.06.2014


Konutta arz fazlası olduğunu, emlak fiyatlarının toplumun gerçek alım gücüne göre çok yüksek olduğunu, borç parayla yaşanan sanal refahın eninde sonunda biteceğini, bitmekle de kalmayıp pahasının çok ağır olacağını, satılamayan konutların inşaat ve bankacılık sistemini dolayısıyla ekonominin bütününü olumsuz etkileyeceğini, geçmişte aynı şeyi yaşamış olan ülkelerden de örnekler vererek anlatmaya çalışıyoruz yazılarımızda uzun zamandır.
Onca çabaya karşın, bir türlü anlatamadık piyasacı güruhuna. Aslında, anlamadıklarından değil, çıkarları bozulacağı için anlamazlıktan geldiler. Üstüne üstlük, finans kanallarında boy gösterip, tam tersini iddia ettiler.Ta ki,IMF Başkanı Christine Lagarde,Avrupa Merkez Bankası'nın Lizbon'da düzenlediği Değişen Finansal Görünüm İçinde Merkez Bankacılığı Para Politikası Forumu’nda konuşana kadar.
Lagarde, forumda yaptığı konuşmada; alınan makro ihtiyati önlemlere karşın Türkiye, İsrail ve İsviçre'de kredi büyümesi ve konutta fiyat enflasyonunun yüksek olduğunu yani emlak fiyatlarında balon olduğunu söyleyiverince, medya konuyla az da olsa ilgilenmeye başladı.
TÜİK tarafından yayınlanan Nisan ayı Konut Satış İstatistiklerine göre, 2014 yılı Nisan ayında ülke genelinde satılan konut sayısı 2013 yılı Nisan ayına göre 11771 adet düşerek, 83610 adet olarak gerçekleşerek, yaklaşık yüzde 12,4 oranında azalırken,bu yılın Ocak-Nisan döneminde toplam düşüş 27837 adet olarak gerçekleşmiş durumda.(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16153)
SATIŞLARDAKİ DÜŞÜŞ KONUT FİYATLARINI DA AŞAĞIYA ÇEKECEK
Reidin Com isimli internet sitesinde yer alan 27 Mayıs 2014 tarihli bir habere göre, konutta arz fazlası 300-400 bini İstanbul’da olmak üzere bir milyonu aşmış durumda. Bu rakama ikinci el satışların dahil olmadığını özellikle belirtelim.(http://www.reidin.com/news/showNews/tr_prnet-trprnet-20140527-40/konutta-duran-talep-1-milyon-arz-fazlasina-yol-acti.html)
Enflasyonun ve kredi faizlerinin artıp, TL’nin değer kaybettiği bir dönemde gerçekleşen bu düşüşün konut satış rakamlarındaki değişim ile tutarlı olduğunu söylemek mümkün. Satışlardaki düşüşün ister istemez konut fiyatlarını da aşağıya çekeceğini bilmek içinse ekonomist olmaya gerek bulunmuyor.
Enteresan olan ise bu doğrusal ilişkinin, inşaat şirketleri tarafından, kampanya adı altında gerçekleştirilen gizli indirimler dışında henüz tam anlamıyla kurulamamış, fiyatlarda doğal olarak gerçekleşmesi gereken düşüşün henüz fiyatlara yansımamış olması. Konut fiyatlarındaki değişimleri düzenli olarak takip eden Reidin Com isimli internet sitesi, gerekse Merkez Bankası tarafından yayınlanan konut fiyat endekslerine göre konut fiyatlarındaki artış trendi azalarak da olsa sürüyor. (http://www.reidin.com/MarketTrends/?tab=getIndicator&IndicatorType=RSPA&cnt=TR), (http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html)
Lagarde’ı da ürküten şeyin, tam da bu gerçek dışı tablo olduğunu söylemek mümkün. Global Menkul Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise farklı düşünüyor. Kredi faizlerinin Merkez Bankası'nın geçen haftaki indirim kararıyla yüzde 1'in altına gelmeye başladığını ve bunun piyasayı canlandıracağını belirten Uskuay, Türkiye'ye ciddi anlamda sıcak para akımı var. Bu olduğu sürece bir şey olmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri istikrarsız bir ortam yaratmaz" diye konuşmuş. (http://www.reidin.com/news/showNews/tr_prnet-trprnet-20140527-40/konutta-duran-talep-1-milyon-arz-fazlasina-yol-acti.html)
12 YILDIR BU POLİTİKALARI UYGULAYAN SİZ DEĞİMLİYDİNİZ DİYE SORASI GELİYOR İNSANIN
İnsanın yaptığı iş parayla para kazanmak olunca,sıcak paranın cari açığa katkısı, cari açığın kurlara ve enflasyona olumsuz etkisi pek de önemli olmuyor anlaşılan. 12 yıldır ekonominin başında olan ve borç parayla ödünç refah ekonomisinin başarılı uygulayıcısı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise gelinen noktada fikir değiştirmiş görünüyor. Belli ki Lagarde gibi oda farkında denizin bittiğinin.
Hafta başında gerçekleştirilen, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Kurulu’nda “Önce üreteceğiz, ihracat yapacağız, kazanacağız, hak edeceğiz, ondan sonra hak ettiğimiz refah seviyesini yaşayacağız. Daha kazanmada, haketmeden, üretmeden farklı bir refah seviyesine ulaşmaya çalışırsak hep birlikte Türkiye’yi büyük riske sürükleriz. Bakıyoruz Türkiye’de gayrimenkul piyasası hareketi. Ama İstanbul’a baktığınızda yapılan yeni lüks konutlara, alışveriş merkezlerine baktığınızda gerçekten o konutlarda oturacak kadar ürettik mi. Dünyanın en pahalı markalarını satın alacak kadar ürettik mi, o refahı hake ettik mi. Yoksa daha hak etmeden mi bu işleri yapıyoruz bunlara dikkat etmemiz lazım. Aksi halde ‘güven var, finansman imkanları hazır, borçlanayım, kendi ürettiğimiz otomobiller düşük, biz daha lüks araçlara binelim’ Bunlar sürdürülebilir trendler değil.” şeklinde konuşmuş. (http://www.milliyet.com.tr/ali-babacan-once-uretip-kazanacagiz-istanbul-yerelhaber-217643/)
12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değimliydiniz diye sorası geliyor insanın. Öyle olsa da, Merkez Bankasının faizleri indirerek, piyasayı canlandırmasını talep edenlere karşı söylendiğini düşündüğümüz bu sözlere katılmamak mümkün değil. Faizlerin yüksek olmasının ise ulusal kaynakların yurtdışına transfer edilmesi anlamına geldiğini herkes biliyor. Anlayacağınız ekonominin hali, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu.
Esas umutsuzluk ise, iktidar kendi içerisinde tartışırken, muhalefetin sanki bu tartışmalar başka bir ülkede yaşanıyormuşçasına ekonomiye, yani insan hayatına ilgisiz davranıyor, uygulanan neo-liberal, dış borca bağımlılık yaratan ekonomi politikalarını eleştirmekten ısrarla kaçınıyor olmaları. Bu tavrın kendilerini de yok ettiğini ne zaman anlayacaklar bakalım.
Ahmet Müfit
Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=12-yildir-bu-politikalari-uygulayan-siz-degilmiydiniz-0106141200

Kemal Derviş CHP'yi uçuruma mı sürükledi

Kemal Derviş CHP'yi uçuruma mı sürükledi

13 Mayıs 2014 Salı

YEREL SEÇİMLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve YAPABİLECEKLERİMİZ SOHBETİ SONUÇ RAPORU - M. FATİH ÖZEN

YEREL SEÇİMLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve YAPABİLECEKLERİMİZ SOHBETİ
SONUÇ RAPORU
                                                                                                               13.05.2014



CESUR YÜREKLİLER GİRİŞİMİ’nin geniş katılımlı toplantısının ilki 20 Nisan 2014 tarihinde Yenimahalle Belediyesi Çayyolu Semt Birimi’nde gerçekleştirilmiştir.

Yerel seçimlerin değerlendirilmesi ve yapabileceklerimiz konulu toplantıya CHP Ankara Mv. Bülent Kuşoğlu, CHP Ankara il başkanı Zeki Alçın, CHP il ve ilçe örgütlerinden katılımcılar ile seçim öncesi, seçimde ve sonrasında görev almış üyeler ve CHP üyeleri, oy vermiş, desteklemiş ve gönüllüleri  katılmışlardır.

Açılış Konuşmaları :
Moderatör Mehmet Yalçındere, Cesur Yürekliler Girişimi’nin nasıl bir girişim olduğunu ve amacını anlatmış sonrasında sözü CHP Ankara Milletvekili ve Ankara Seçim Koordinasyon Başkanı Bülent Kuşoğlu’na bırakmıştır.

Sn. Kuşoğlu bu yerel seçimlerin siyasal olmaktan çok sosyal açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. İlk defa dört bakanı istifa etmiş, yolsuzlukların bu kadar yoğun olduğu bir hükümetle yerel seçimlere gidildiğini ve çok şeylerin değişmesi beklentisi olmasına rağmen bunun gerçekleşmediğini, yolsuzlukların, AKP oylarını eksi yönde %2 etkilediğini, eşit şartlarda bir seçim olmaması ve toplumun iyi anlayıp değerlendirme yapamadığı bir kriz dönemi yaşandığını bunu siyasetle anlatmanın mümkün olmadığını sosyolojiyle, dinle, inançla, yada başka olgularla açıklanabilecek bir konu olduğunu ifade etti.
Bülent Kuşoğlu CHP’nin Karadeniz, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başarılı olamamasında toplumun, laik, muhafazakar ve kürtçü kesim şeklinde 3’e ayrıştırıldığını söylemiştir.
Bülent Kuşoğlu, CHP’ye oy verenlerin eğitimli, kentleşmesini tamamlamış, daha kültürlü,  AKP’ye oy verenlerin ise daha eğitim seviyesi düşük, yaşamını din ve siyaset üzerine şekillendiren bir kesimden oluştuğunu belirtti. Doğu ve Güneydoğuda oy verenlerinse din ve etnik saiklerle hareket ettiğini belirtti.

Mansur Yavaşın kişiliği ve projeleri ile aslında başarılı olduğunu, CHP oylarını 2011 seçimlerine göre %12 artırdığını, eskiden karşıt taraflarda yer alan CHP ve MHP’lileri de bir araya toplayarak birleştirici bir görevi yerine getirdiğini, sonuç olarak insanların aklı başında ve projeleri olan kişileri desteklediklerini vurguladı.
Bülent Kuşoğlu, seçim sonuçlarını sosyolojik olarak değerlendirmek gerektiğini ondan sonra da siyaseten hep beraber bir çözüm bulmak zorundayız, ne AKP’lileri nede BDP’lileri dışlayabileceğimizi belirtti.
Bülent Kuşoğlu daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iyi hazırlanmak gerektiğini, Cumhurbaşkanı adaylarını siyasi partilerin gösterebilmesine karşın  destekleyemediğini, adayların hem ekonomik, hem de maddi olarak yalnız bırakıldıklarını, kişilerin 9 bin liraya kadar gibi cüzzi bir maddi yardımda bulunabileceğini, kurumların ise ayni yardım(uçak, televizyon reklamı vs.) yapabileceklerini söyledi.

30 Mart seçimlerinden önce ve seçimlerde ne yaptık, neleri yapabildik, neleri yapamadık sonrasında süreci nasıl yürüttük konuları tespiti oturumu :
-CHP Çankaya ilçe örgütten sorumlu başkan yardımcısı Gülizar Üzgün;
Öncelikle en az oy alınan Boztepe mahallesi örnek alınıp, çalmadık kapı bırakılmamış ve burada oylar % 100 arttırılmış, sandık örgütlenmesinde ve sandık sonrası örgütlenme de hiç eksik olmamış, sadece kumanya dağıtımı gibi ufak tefek sorunlar olmuş, seçimlerde halkın da çok büyük desteği olmuş ve önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçiminde de gönüllülerin çok daha fazla destek olması gerektiğini söylemiştir.
-CHP Yenimahalle İlçe Örgütü mahalli ve sandıklardan sorumlu başkan yardımcısı Necla Baran;
Çayyolu’nun,  Yenimahalle ilçesinden alındıktan sonra eksi ile başlamış olmalarına rağmen %51 oy alarak çok başarılı olduklarını, çok başarılı bir örgütlenme yaptıklarını, şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlandıklarını belirtmiştir.
-Çayyolu Temsilcisi Kemal Yılmaz;
Çayyolu’nda daha önceki seçimlerde %68 olan oy oranını %86’lara çıkardıklarını, alan çalışması yaparak 23 bin ev, 3450 iş yeri dolaşılarak, 52 göbekte 3-5 defa alan süslemesi yapıldığını söylemiştir. Kadınların Etimesgut, Keçiören, Pursaklar,  Mamak’ta alan çalışması yapmış, yönetim kurulu üyelerinin yaklaşık 30 arkadaşla birlikte Büyükşehir Belediye Başkan adayının yanında  Çubuk, Akyurt, Koçhisar, Bala, Haymana gibi ilçelerde alan çalışmasına katıldığını belirtmiştir.
-Muhsin Ertuğrul Mah. Muhtar adayı Aydın Yaşar; İlçe yöneticilerinin Büyükşehir Belediyesi için oy istemesi, Belediye başkan adaylarının, yolsuzluğa batmış olan hükümeti konuşmak yerine, kendi projelerini anlatmalarına fırsat vermemiz gerektiğini söylemiştir. Ekonomik sıkıntılar içerisinde olan insanların çok kolay kandırılabildiklerini karşı tarafa oy verebildiklerini, parti olarak bu insanlara sahip çıkmamız gerektiğini söylemiştir. Seçimde sandık çevresinde yeterince iyi örgütlenemediğimizi belirtmiştir.
-Sandık çevresi çalışması eğitimi ile ilgili Uğurhan Çelik; sandık çevresi ve propaganda, halkla ilişkiler dersleri verdik. Bitem projesi kuruldu. Türkiye çapında ilçe örgütleri sandık çevre sorumlusu olarak atadıklarından %26 geri dönüş yapmış, dolayısı ile hayali görevlendirme söz konusu. Bu %26’dan da %4,96’sı görevini yapmış. Ankara’da %98 atamadan %36’sı görevi kabul etmiş ve görevini yerine getiren de %3,19
-Sandık görevlisi Ali Er; sandık çevresi görevlendirmelerinin daha çok CHP ‘nin zayıf olduğu, hilenin daha çok yapılacağı yerlerde yapılandırılması gerektiği ve ayrıca ilçe seçim kurullarında seçim torbalarının yeterli kontrol yapılmadan teslim alındığını tespit ettiklerini söylemiştir.
-Sandıkta görev almış Numan Şahin, biz CHP’lilerin yeterince örgütlenemediğini, AKP’nin üye sayış 8 milyonken, CHP’nin 2 milyon olduğunu belirtmiş bunu artırmamız gerektiğini söylemiştir. Ayrıca CHP’nin sandık takip sisteminin yetersiz kaldığını, geliştirilmesi gerektiği, bir sonraki seçime %100 çalışır hale getirilmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl kazanacağımızı tespit etmemiz gerektiğini belirtmiştir.
-Sandık çevresi ve çalışmaları konusunda Ali Ulusoy; 30 mart yerel seçimleri öncesinde Bütün şehir yasasının yeterince anlatılamadığı, yerel yönetimlerde mahalle ve muhtarlıkların son derece önemli olduğunu, kentsel dönüşüm politikaları sayesinde AKP’nin kendisine finansal kaynak yarattığını ve yine seçim öncesi AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın genel politikasının peşine takılmış olmamızın hata olduğunu, CHP’nin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde hayata geçirdiği başarılı projeler öne çıkarılsa daha başarılı olunabileceğini belirtmiştir. Ayrıca Yenimahalle belediyesinin başarısındaki stratejinin incelenmesi ve öne çıkarılması gerektiğini söylemiştir.
-Ali Selvi; CHP’nin okumuşların partisi olmasına rağmen teknolojiyi iyi kullanamadığını ve CHP’nin geçmişte yaptıklarının çok iyi anlatılarak toplumda bir güvenin oluşturulması gerektiğini söylemiştir.
-Mehmet Peker; CHP Türkiye’de ve Ankara’da başarısız olmuştur, belediye başkan adayları seçilirken, katılımcılık, demokrasi, üye vs. hiçbirisi dikkate alınmadığını söylemiştir.
-Meliha Selmanpakoğlu; Sandık çevresi sorumluluğu eğitiminin yeterince verilmediğini, Belediye Başkan adaylarının çok geç belirlendiğini bu nedenle adayların yeterli alan çalışması yapamadığını, yönetime, katkı verebilecek, üreteceklerin talip olmaları istedi. Partinin teknolojiyi daha iyi kullanmasını, ideolojisini belirlemesini, gençleri sendikaları daha iyi kullanmamız gerektiğini söyledi.
- Cemal Emir; Çankaya gibi ilçe seçim kurullarında sorun olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir hile yapıldıysa ya sandıkta yapılmış olması gerekir, ya da Güneydoğu gibi yerlerde seçim kurullarında yapılabileceğini düşündüğünü belirtti.
-Ekmel Uygur;  sandık çevresi sorumluluğu yeterince iyi anlatılamadı ve iyi işlemedi. Bitem’i kullanması gereken 4 genel başkan yardımcısı arasında koordinasyon eksikliği vardı. Ankara’da da genel merkez ile Mansur Yavaş ortak çalışmadı, taraflar birbirine yardımcı olmadı.

Yapabileceklerimiz ile ilgili görüş ve öneriler oturumu:
-Nuran Talu;  Birleştirici güç olgusunun yeterince anlaşılamadığı, bunun iyi anlatılması ve gerekirse bununla ilgili eğitimlerin verilmesi gerektiğini söyledi. Ankara’da 25 ilçeden sadece 2 tanesini aldıysak bunun başarı olmadığını belirti. Parti okulunun başarısız olduğunu adaylara 1,5- 2 sene eğitim vermenin olması gerektiğini ama bunu süregelen devamlı bir eğitim olması gerektiğini söyledi. Ayrıca yüz yüze ilişkiyi kuramadığımız sürece 2015’te de başarısız olacağımızı, son olarak CHP‘de de kadın siyasetine dar bakan erkek ve kadın siyasetçilerin olduğunu belirtti.
- Ali Selvi; CHP’nin köklü bir parti olduğunu, CHP varken DP, AP, ANAP vardı hiçbirisi artık yok, AKP’de öyle olacak, yeter ki biz daha çok çalışalım, sahip çıkalım dedi.
- Ali Ulusoy; yerel yönetim seçimine yönelik eğitim verildiğini, ancak seçimlerin genel seçim ortamında geçtiğini, CHP’nin sosyal demokrat bir yerel yönetim modeli yaratamadığını ve 30 Mart seçimlerinde başarılı olunmadığını, bu bağlamda genel merkez politikalarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca kadın ve gençlik örgütlenmelerine daha çok önem verilmesi gerekir dedi.
-Meliha Selmanpakoğlu; %80 şehirde yaşayan %70’i hala köylü olan iki kültür arasında bocalayan insanlara ulaşmamız gerekir, partiyi yeniden yapılandırmak gerekir. CHP önemli, iktidar olmasa bile mecliste olması önemli dedi.
-Cevdet Bozkurt; Çayyolu’nda CHP %86 oy almış fakat Çayyolu’ndan bir arkadaşımızı dahi belediye meclisine gönderemedik. Beni il yöneticimde, ilçe yöneticimde heyecanlandırmıyor. Beni heyecanlandırmayan yöneticilerle sokakta seçim kazanılamaz dedi.
-Mehmet Peker; Bundan sonraki süreci üye bazlı, herkesi dinleyen, katılımı artıracak, parti içinden başlayarak demokrasiyi hakim kılacak bir süreç başlatalım dedi.
-Ali Er; 2011’den sonra oy kullanmamış 6 milyona yakın genç olduğunu ve bu gençleri partiye kazandırmak gerektiğini söyledi. Ayrıca köylerde imamların Akp’nin temsilcisi olduğunu ve bu sorunu çözmemiz gerektiğini belirtti.
-Burhanettin Şen; Türkiye’nin makus talihi şudur, Türkiye’nin temel niteliklerini muhafazakarlaştırarak enerji baronlarının oynayacağı bir yapıya getirmek olduğunu belirtti. Eğer CHP siyasi bir irade ortaya koyamazsa AKP’nin bitmeyeceğini söyledi.
-Gülcan Çelebioğlu; Parti okulu eğitim değil ancak öğretim verebilmiştir, alana çıkan arkadaşlarımıza yeterli düzeyde eğitim verilememiştir. Alana çıkan arkadaşların oyları ne kadar artırdığının araştırılması gerekir.
-CHP Ankara il Başkanı Zeki Alçın; Teknoloji kullanımı bir alışkanlıktır. CHP’liler ne kadar entelektüel olsalar da teknoloji alışkanlığı kazanamadığımızı söyledi. Sandık çevresi örgütlenmesinin birçok eksiği olmasına rağmen bu güne kadar yapılanların en iyisi olduğunu belirtti. Sandık başında sayılan oylar tutanak tutulduktan sonra hiçbir aşamada çalınmasının mümkün olmadığını söyledi. Sandık tutanakları ile seçim kurulu tutanakları karşılaştırıldığında 2-3 bin fark çıkmış buda hatalı yazımdan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir dedi. Dış ilçelerden yeterli oy alınamadığını belirtti. AKP hükümetinin somut 20 milyon insana yardım yaptığını ve bunu nasıl kıracağımızı konuşmamız gerektiğini söyledi. Seçim sürecini iyi yönetemediklerini ama Ankara’da alınan oylara bakıldığında geçmişe göre başarılı olunduğunu belirtti. Zeki Alçın, Anayasa mahkemesinden de umutlu olmamak gerektiğini belirtti. Ayrıca siyasi inancın yeterli olmaması konusunda parti olarak eksikleri olduğunu söyledi.
- CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu; CHP’nin yanında Üniversitelerin, sivil toplum meslek kuruluşlarının pek olmadığını ve demokrasinin sadece partilerden ibaret olmadığını, sivil toplum kuruluşlarının da istediği gibi örgütlenebilmesi lazım dedi. Yerel seçimlerde başarılı olamadıklarını, ancak Ankara’da başarılı olunduğunu belirtti. Türkiye’de laikliğin sigortası olan bireyler burada olduğu sürece CHP bitmez ama bunu büyütmemiz gerektiğini belirtti.
- Moderatör Mehmet Yalçındere; konuşmacılarımızı özetlersek teori olarak iyi olmamıza karşın pratikte yeterli olamadığımızı, kendine siyaset yapma kötü alışkanlığının sürdüğünü, parti içindeki sevgisizliği gidererek dayanışmamızı ve güç birliğimizi güçlendirme görevimiz olduğunu belirtti.

Geniş katılımlı bu toplantıların tekrarlanması temennisiyle sona erdi.


Sonuç Raporu düzenleyen: M. Fatih ÖZEN

17 Nisan 2014 Perşembe

SEÇİMLERDE SANDIK GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN TESPİT VE ÖNERİLER - ALİ ER

SEÇİMLERDE SANDIK GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN TESPİT VE ÖNERİLER

17 Nisan 2014



30 Mart 2014 seçimlerinde hem genel merkez hem de yerel teşkilatlarca üzerinde çok durulmasına ve gösterilen iyi niyetli büyük çabalara karşın partinin üye ve gönüllü sayısı yüksek olan bir çok metropol illerde dahi seçimlerde sandık güvenliği arzu edilen şekilde sağlanamamıştır. Örnek vermek gerekirse çoğu sandıktan %80 ve yukarı oy çıkan Çayyolu bölgesinde sandık kurullarında dahi görevlendirilecek üye bulunmasında sıkıntılarla karşılaşılmıştır.
Buna karşılık aksi yönde uygulamalarla da karşılaşılmıştır. Bazı İlçe teşkilatlılarında ise görev isteyenlere yeterli sandık kurulu üyesi ve müşahit olduğu gerekçesiyle bazı müracaatlar geri çevrilmiştir..
Ayrıca sandık görevlilerinin öncelikle parasal ihtiyacı olan üyelerden seçildiği söylenmiştir. Bu başlı başına sorunlu bir yaklaşımdır. Eğer sandık görevine istekli olanların alacakları günlük hâkim faktör ise daha işin başından sorunları beraberinde getirir. Çünkü maddi kazanç saikı ile sandıkta görev alan bir kişinin günlük bordoları imzalandıktan sonra sandıktan başından ayrılması yüksek bir olasılıktır.
Yine parti üyesi bir arkadaşımız okul ve bölge sorumluluğu görevini üstlenebilecek nitelikte olmasına, Çankaya İlçe örgütüne kendi imkânları ile herhangi bir ilçeye de gidebileceğini beyan ederek müracaat etmesine rağmen ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle görev verilmemiş veya maalesef başka ilçelere de yönlendirilmemiştir. Gerektiğinde İl bazında Merkezi planlama ile bu gibi olumsuzlukların önleyebileceği değerlendirilmektedir.
CHP olarak sadece yüksek oylar aldığımız Çankaya, Yenimahalle, Beşiktaş, Bakırköy, Konak, Karşıyaka, Muratpaşa vb. ilçelerdeki sandıklarda sandık kurulu üyesi ve müşahit bulundurmak yeterli değildir. Partimizin genellikle çok az veya hiç oy alamadığı Sincan, Pursaklar, Çamlıdere, Nallıhan, Bağcılar, Arnavutköy, Akseki, Korkuteli vb. ilçelerde de tüm sandıklarda sandık kurulu üyesi görevlendirilmeli, görevlendirilemiyorsa diğer ilçelerden müşahit görevlendirmelidir.
Aslında asıl önemli olan; zayıf olduğumuz seçim çevrelerinde her sandık başında görünür ve etkili olmamız için gerekli planlama, hazırlık ve organizasyonu hayata geçirebilmemizdir. Çünkü Partimizin hiç oy almamış olduğu bir sandıkta dahi sayımın doğru olarak tutanağa geçirilmesi çok oy aldığımız sandıktaki sonuçların tutanağa doğru geçirilmesi kadar önemlidir. Şöyle ki 250 seçmeni olan bir köyde veya mahallede diğer küçük partilere bilerek veya bilmeyerek verilen az sayılardaki oyun ve partimize verilmiş az sayıdaki oylardan bir kısmının da AKP’ ye yazılması ile AKP’nin oylarında örnek olarak Ankara’da olduğu gibi % 1 oranında bir artış sağlanmış olması kuvvetle muhtemeldir.  Bu hile diğer partilerin kurul üyesi vermediği veya müşahit görevlendirmediği tüm sandıklarda her seçimde yaygın olarak yapılan, tespiti güç bir hiledir.
Özetle 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde alınması gereken en önemli ders bir sonraki seçim planlamasının sonlanan seçimlerin hemen ertesinde başlaması gereğidir. Çünkü seçim sandıklarının güvenliği ve sandık sonuçlarının ilçe seçim kurullarında doğru ve eksiksiz olarak kesin sonuç tutanaklarına geçirilmesi her sandık bazında yapılacak ayrıntılı planlama ve organizasyonun hayata geçirilebilmesi ile mümkündür.
Bunun için önümüzdeki seçimlerde görev alacak partililerin belirlenmesi, eğitimi ve görevli oldukları sandık mahallerinde saha çalışmaları bugünlerden itibaren başlatılmalıdır.
Üye kayıtlarında ve mevcut üyelerimiz bugünden gönüllü olarak görev alabilecekleri sandıklar belirlenmelidir.
Oy kullandığı mahalden başka ilçe veya mahallelerde görevlendirilecek müşahitler seçim sabahı öncelikle kendi sandıklarında oy kullanmaları sağlanmalıdır. Müteakiben  parti organizasyonu ile görevli oldukları sandıklara iki veya üç saat içinde ulaştırılması, sandıklarında oylar sayıldıktan sonra tutanaklarını almaları ve  yine parti organizasyonu ilçe teşkilatına ıslak imzalı tutanakların teslimi ve evlerine bırakılması için gerekli lojistik planlama değerlendirilmelidir.
Bilinen seçim hileleri genellikle beş aşamada yapılmaktadır;
-Sandık kurullarının oluşumu sırasında,
-Oy verme işlemleri sırasında,
- Oyların sayımı sırasında,
-Tutanakların hazırlanması sırasında
- Islak imzalı sandık tutanaklarının ilçe Seçim Kurullarında bilgisayar ortamına aktarımı sırasında.
Bu konuda ıslak imzalı tutanakların İlçe Seçim kurullarında bilgisayar ortamına aktarımı sırasında bilinçli ve bilinçsiz olarak yapılan kaydırmalar ve yanlışlıklardır. Bu konuda ıslak imzalı tutanakları tesliminde partili sandık görevlilerinin bulunması özel önem taşımaktadır. Ancak söz konusu tutanaklar bilgisayar ortamına aktarılmasının ardından ıslak imzalı tutanakların kontrol masasında kontrol edilirken de mutlaka bir parti temsilcisi her kontrol masasında bulundurulmalıdır. Tutanaklar bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra alınan çıktının ıslak mühürlü-imzalı tutanakla karşılaştırılması sırasında görevli memurun yanında üç partiden birer temsilcinin bulunması, ıslak imzalı tutanak bilgisayar ortamına doğru aktarılmışsa çıktının müştereken imzalanması ikinci bir denetim olanağı sağlayacağından olası hile ve suiistimalleri önleyebileceği değerlendirilmektedir. Seçimler öncesinde YSK nezdinde girişimlerle bu husus üzerinde karar alınmasının sağlanmasında yarar bulunmaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi her aşamadaki hile veya yanlışlıkların önlenmesi için; tüm sandık kurulları ile il ve ilçe seçim kurullarında öncelikle partili üyeler belirlenmelidir.  Parti üye bulunamıyorsa parti görüşüne yürekten bağlı, bu olmasa bile ülke için mutlaka partimizin seçim kazanması gerektiğine inanan eğitimli, bilgili, mücadeleci, her durum ve koşulda görev yapacak gönüllülerin görevlendirilmesi için hazırlık yapılmadır. Bunu ülke çapında başaramasak dahi büyük oy depoları olan güçlü olduğumuz metropollerde mutlaka başarmalıyız.
Bu amaçla yapılacak her türlü çalışmalar bugünden başlatılmalı, parti örgütü ve üyeleri ile sınırlı olmamalıdır. Eşgüdüm ve işbirliği gerektiren çalışmalar için il başkanlarının sorumluluğunda planlama ve iletişim yeteneği yüksek parti üyesi veya gönüllülerden sürekli çalışma grupları kurulmalıdır.  İl veya bütünşehir tek elden planlanmalı ve ilçelerde de daha ayrıntılı uygulama palanları ve teşkilatlanma yapılmalıdır. Önümüzdeki seçimlere yönelik hazırlık hem Sandık kurulları hem de İlçe Seçim Kurularına yönelik olarak planlanmalıdır.
Bu maksatla öncelikle bu seçimlerde görev alan üyeler şimdiden bir sonraki seçimler için taslak planlamada yer alıp almayacakları açığa kavuşturulmalıdır.

Kayıtlı üyelerimizin önemli bir bölümü yaşlı ve pasif üyedir. Bu nedenle seçimlerde görevlendirilecek üye kaynağı genişletilmeli ve güncel tutulmalıdır. Bu nedenle;
-          Öncelikle sosyal medya, gazete, TV, billboard, SMS, elektronik ileti, mektup, bizzat telefonla görüşme vb. her türlü iletişim yolu kullanılarak duyarlı insanlar göreve davet edilmeli ve bilgileri bir portalda toplanmalıdır.   
-          Ayrıca ilk defa bu seçimde ortaya çıkan ve sosyal medya aracılığı ile örgütlenen ve sandık başlarında seçime ve oy sayımına nezaret ederek başarılı olan oluşumlarla işbirliğine gidilmeli ve güçler birleştirilmelidir.
-          Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine bağlı STK üyelerine yazılacak mektuplar veya yapılacak telefon görüşmeleri ile görev önerilmelidir.
-          Yeterli üye veya gönüllü bulunmayan yerler için örgüt bazında özellikle diğer partilerle işbirliği yapılarak gerekirse sandıklar paylaşılmalıdır.   
-          Seçimlerde görev alacak personel havuzundaki kişilerle özellikle internet ve SMS ile yoğun ve kesintisiz bir iletişim içinde bulunulmalıdır. Dini ve resmi bayramlar kutlamaları, parti faaliyetleri, üyelere duyurulduğu gibi bu kişilere de duyurulmalı, parti ile bağları canlı tutulmalıdır.
-          Sandık kurulu ve müşahit eğitimleri daha yoğun bir şekilde yapılmalı ve konu hukuk ağırlıklı olduğundan öncelikle avukatlar tarafından verilmelidir.
-          Bütün şehirlerde ikamet ettikleri bölgeler dışında görev verileceklerin gidiş ve gece evlerine dönüşleri de planlanmalıdır.
Bütün sandıklarda uygun ve bilgili kurul üyesi, bu yapılamadığı takdirde hiç olmazsa aynı nitelikte müşahitler görevlendirilerek, seçimin kurallara uygun yürütülmesi, doğru bir sayımın gerçekleştirilmesi ve sonuçların doğru olarak tutanaklara geçirilmesi sağlanıp bir suret tutanağın partiye teslim edilmesi halinde her aşamada yapılacak itirazlardan mutlaka sonuç alınacak ve seçim sonuçları doğru olarak tecelli edecektir. Çünkü her aşamada yapılacak itirazlarda somut olgulara ve belgeye dayanmadan varsayımlara dayalı iddialardan sonuç almak mümkün değildir.

Saygılarımla sunarım.

Ali ER