http://www.odatv.com/n.php?n=
HER KESİN görüşüne SAYGILI olup GÖRÜŞLERİMİZİ PAYLAŞMAK istiyoruz. Karar SENİN BE KARDEŞİM... Kurtuluş yok tek başına, Ya hep beraber ya hiçbirimiz...
7 Aralık 2014 Pazar
İşte 10 madde dersim gerçeği - Soner Yalçın
İşte 10 madde dersim gerçeği - Soner Yalçın
http://www.odatv.com/n.php?n= iste-10-maddede-dersim- gercegi-0212111200#. VISKw8JxIfw.gmail
http://www.odatv.com/n.php?n=
16 Eylül 2014 Salı
SOHBETİMİZ "Demokrasi, Sosyal Demokrasi ve Demokratik Sol ve SPD deneyimleri" HAKKINDA
Sevgili Arkadaşlarımız,
Birlikte olmak aynı duygu, düşünce ve anlayışa sahip değerli dostlarımızla,
sohbet etmenin keyfini yaşadık.
Verimli ve güzel geçmesi için katılımlarınızla katkılarınızla
birlikte; hoş sohbet kahvaltımız, bilgi ve deneyimleri ile Hakan ERDEN,
ev sahipliği yapan Başkan Doğan TORUN olmak üzere katılanlara ve emeği
geçen herkese teşekkür ederiz.
Yine kahvaltımızda; getirdikleri nefis börek, poğaça ve
kek içinde Türkan TORUN ve Suna YALÇINDERE’ye özellikle teşekkür
ederiz. Bununla birlikte; her etkinliğimize katılanlarca
giderlerini de karşılama alışkanlığımızı hatırlatmadığım
için üzgünüm.
Sohbetimizdeki sunum ve resimlerimiz ektedir.
Daha ayrıntılı paylaşımlarımızı
https://www.facebook.com/events/773619986013579/Cesur Yürekliler Girişimi
sayfamızdadır.
Birlikte olmak, bir olmak,
diri olmak ve başarılarımızın sürekli olması dileğimizle…
Mehmet YALÇINDERE
Cesur Yürekliler Girişimi
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Kurtuluş yok tek başına,
Ya hep beraber ya hiç birimiz...
Cesur Yürekliler Girişimi
“Biraraya gelebilmek başlangıç,
Bir arada kalabilmek gelişim,
Birlikte çalışabilmek ise başarıdır…“
P Gerekmiyorsa lütfen
yazdırmayınız. Yazdırmadan önce çevreyi ve geleceği düşününüz. ÿ
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Bu mesaj ve ekleri mesajda gönderildiği
belirtilen kişi ya da kişilere özel olup gizli bilgiler içeriyor olabilir.
Mesajın muhatabı ilgilisi ya da gönderileni değilseniz lütfen mesajı herhangi
bir şekilde kullanmayınız çoğaltmayınız ve başkalarına ifşa etmeyiniz. Eğer
mesaj yanlışlıkla size ulaşmışsa anılan mesaj ve ekinde yer alan bilgileri
gizli tutunuz ve mesajı gönderen kişiyi bilgilendirerek söz konusu mesaj ile
eklerini derhal imha ediniz. Bu mesaj ve ekindeki belgelerin bilinen virüslere
karşı kontrolü yapılmıştır. Ancak e-posta sistemlerinin taşıdığı risklerden
dolayı şirketimiz bu mesajın ve içerdiği bilgilerin size değişikliğe uğrayarak
veya geç ulaşmasından bütünlüğünün ve gizliliğinin korunamamasından virüs
içermesinden ve herhangi bir sebeple bilgisayarınıza ve sisteminize
verebileceği zararlardan sorumlu tutulamaz.
Şirketimiz hakkında bilgi almak için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.
Şirketimiz hakkında bilgi almak için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.
“This message together with its
attachments is intended solely for the address(es) and may contain confidential
or privileged information. If you are not the intended recipient please do not
use copy or disclose the message for any purpose. Should you receive this
message by mistake please keep all information contained in the message or its
attachments strictly confidential and advise the sender and delete it immediately
without retaining a copy. This message and its attachments have been swept by
anti-virus systems for the presence of known viruses. However due to the risks
of e-mail systems our company cannot accept liability for any changes or delay
in receiving loss of integrity and confidentiality containing viruses and any
damages caused in any way to your computer and system.
To get information about our company please visit our web site. ”
To get information about our company please visit our web site. ”
13 Eylül 2014 Cumartesi
12 Eylül 2014 Cuma
11 Eylül 2014 Perşembe
10 Eylül 2014 Çarşamba
7 Eylül 2014 Pazar
30 Ağustos 2014 Cumartesi
24 Ağustos 2014 Pazar
19 Ağustos 2014 Salı
2 Temmuz 2014 Çarşamba
20 Haziran 2014 Cuma
17 Haziran 2014 Salı
12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değil miydiniz
12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değil miydiniz 01.06.2014
Konutta arz fazlası olduğunu, emlak fiyatlarının toplumun gerçek alım gücüne göre çok yüksek olduğunu, borç parayla yaşanan sanal refahın eninde sonunda biteceğini, bitmekle de kalmayıp pahasının çok ağır olacağını, satılamayan konutların inşaat ve bankacılık sistemini dolayısıyla ekonominin bütününü olumsuz etkileyeceğini, geçmişte aynı şeyi yaşamış olan ülkelerden de örnekler vererek anlatmaya çalışıyoruz yazılarımızda uzun zamandır.
Onca çabaya karşın, bir türlü anlatamadık piyasacı güruhuna. Aslında, anlamadıklarından değil, çıkarları bozulacağı için anlamazlıktan geldiler. Üstüne üstlük, finans kanallarında boy gösterip, tam tersini iddia ettiler.Ta ki,IMF Başkanı Christine Lagarde,Avrupa Merkez Bankası'nın Lizbon'da düzenlediği Değişen Finansal Görünüm İçinde Merkez Bankacılığı Para Politikası Forumu’nda konuşana kadar.
Lagarde, forumda yaptığı konuşmada; alınan makro ihtiyati önlemlere karşın Türkiye, İsrail ve İsviçre'de kredi büyümesi ve konutta fiyat enflasyonunun yüksek olduğunu yani emlak fiyatlarında balon olduğunu söyleyiverince, medya konuyla az da olsa ilgilenmeye başladı.
TÜİK tarafından yayınlanan Nisan ayı Konut Satış İstatistiklerine göre, 2014 yılı Nisan ayında ülke genelinde satılan konut sayısı 2013 yılı Nisan ayına göre 11771 adet düşerek, 83610 adet olarak gerçekleşerek, yaklaşık yüzde 12,4 oranında azalırken,bu yılın Ocak-Nisan döneminde toplam düşüş 27837 adet olarak gerçekleşmiş durumda.(http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16153)
SATIŞLARDAKİ DÜŞÜŞ KONUT FİYATLARINI DA AŞAĞIYA ÇEKECEK
Reidin Com isimli internet sitesinde yer alan 27 Mayıs 2014 tarihli bir habere göre, konutta arz fazlası 300-400 bini İstanbul’da olmak üzere bir milyonu aşmış durumda. Bu rakama ikinci el satışların dahil olmadığını özellikle belirtelim.(http://www.reidin.com/news/showNews/tr_prnet-trprnet-20140527-40/konutta-duran-talep-1-milyon-arz-fazlasina-yol-acti.html)
Enflasyonun ve kredi faizlerinin artıp, TL’nin değer kaybettiği bir dönemde gerçekleşen bu düşüşün konut satış rakamlarındaki değişim ile tutarlı olduğunu söylemek mümkün. Satışlardaki düşüşün ister istemez konut fiyatlarını da aşağıya çekeceğini bilmek içinse ekonomist olmaya gerek bulunmuyor.
Enteresan olan ise bu doğrusal ilişkinin, inşaat şirketleri tarafından, kampanya adı altında gerçekleştirilen gizli indirimler dışında henüz tam anlamıyla kurulamamış, fiyatlarda doğal olarak gerçekleşmesi gereken düşüşün henüz fiyatlara yansımamış olması. Konut fiyatlarındaki değişimleri düzenli olarak takip eden Reidin Com isimli internet sitesi, gerekse Merkez Bankası tarafından yayınlanan konut fiyat endekslerine göre konut fiyatlarındaki artış trendi azalarak da olsa sürüyor. (http://www.reidin.com/MarketTrends/?tab=getIndicator&IndicatorType=RSPA&cnt=TR), (http://evds.tcmb.gov.tr/cbt.html)
Lagarde’ı da ürküten şeyin, tam da bu gerçek dışı tablo olduğunu söylemek mümkün. Global Menkul Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise farklı düşünüyor. Kredi faizlerinin Merkez Bankası'nın geçen haftaki indirim kararıyla yüzde 1'in altına gelmeye başladığını ve bunun piyasayı canlandıracağını belirten Uskuay, Türkiye'ye ciddi anlamda sıcak para akımı var. Bu olduğu sürece bir şey olmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri istikrarsız bir ortam yaratmaz" diye konuşmuş. (http://www.reidin.com/news/showNews/tr_prnet-trprnet-20140527-40/konutta-duran-talep-1-milyon-arz-fazlasina-yol-acti.html)
12 YILDIR BU POLİTİKALARI UYGULAYAN SİZ DEĞİMLİYDİNİZ DİYE SORASI GELİYOR İNSANIN
İnsanın yaptığı iş parayla para kazanmak olunca,sıcak paranın cari açığa katkısı, cari açığın kurlara ve enflasyona olumsuz etkisi pek de önemli olmuyor anlaşılan. 12 yıldır ekonominin başında olan ve borç parayla ödünç refah ekonomisinin başarılı uygulayıcısı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise gelinen noktada fikir değiştirmiş görünüyor. Belli ki Lagarde gibi oda farkında denizin bittiğinin.
Hafta başında gerçekleştirilen, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Kurulu’nda “Önce üreteceğiz, ihracat yapacağız, kazanacağız, hak edeceğiz, ondan sonra hak ettiğimiz refah seviyesini yaşayacağız. Daha kazanmada, haketmeden, üretmeden farklı bir refah seviyesine ulaşmaya çalışırsak hep birlikte Türkiye’yi büyük riske sürükleriz. Bakıyoruz Türkiye’de gayrimenkul piyasası hareketi. Ama İstanbul’a baktığınızda yapılan yeni lüks konutlara, alışveriş merkezlerine baktığınızda gerçekten o konutlarda oturacak kadar ürettik mi. Dünyanın en pahalı markalarını satın alacak kadar ürettik mi, o refahı hake ettik mi. Yoksa daha hak etmeden mi bu işleri yapıyoruz bunlara dikkat etmemiz lazım. Aksi halde ‘güven var, finansman imkanları hazır, borçlanayım, kendi ürettiğimiz otomobiller düşük, biz daha lüks araçlara binelim’ Bunlar sürdürülebilir trendler değil.” şeklinde konuşmuş. (http://www.milliyet.com.tr/ali-babacan-once-uretip-kazanacagiz-istanbul-yerelhaber-217643/)
12 yıldır bu politikaları uygulayan siz değimliydiniz diye sorası geliyor insanın. Öyle olsa da, Merkez Bankasının faizleri indirerek, piyasayı canlandırmasını talep edenlere karşı söylendiğini düşündüğümüz bu sözlere katılmamak mümkün değil. Faizlerin yüksek olmasının ise ulusal kaynakların yurtdışına transfer edilmesi anlamına geldiğini herkes biliyor. Anlayacağınız ekonominin hali, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu.
Esas umutsuzluk ise, iktidar kendi içerisinde tartışırken, muhalefetin sanki bu tartışmalar başka bir ülkede yaşanıyormuşçasına ekonomiye, yani insan hayatına ilgisiz davranıyor, uygulanan neo-liberal, dış borca bağımlılık yaratan ekonomi politikalarını eleştirmekten ısrarla kaçınıyor olmaları. Bu tavrın kendilerini de yok ettiğini ne zaman anlayacaklar bakalım.
Ahmet Müfit
Odatv.com
http://www.odatv.com/n.php?n=12-yildir-bu-politikalari-uygulayan-siz-degilmiydiniz-0106141200
13 Mayıs 2014 Salı
YEREL SEÇİMLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve YAPABİLECEKLERİMİZ SOHBETİ SONUÇ RAPORU - M. FATİH ÖZEN
YEREL SEÇİMLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve YAPABİLECEKLERİMİZ
SOHBETİ
SONUÇ RAPORU
CESUR YÜREKLİLER GİRİŞİMİ’nin geniş katılımlı toplantısının ilki 20 Nisan 2014
tarihinde Yenimahalle Belediyesi Çayyolu Semt Birimi’nde gerçekleştirilmiştir.
Yerel seçimlerin
değerlendirilmesi ve yapabileceklerimiz konulu toplantıya CHP Ankara Mv. Bülent
Kuşoğlu, CHP Ankara il başkanı Zeki Alçın, CHP il ve ilçe örgütlerinden
katılımcılar ile seçim öncesi, seçimde ve sonrasında görev almış üyeler ve CHP
üyeleri, oy vermiş, desteklemiş ve gönüllüleri katılmışlardır.
Açılış Konuşmaları :
Moderatör Mehmet
Yalçındere, Cesur Yürekliler Girişimi’nin nasıl bir girişim olduğunu ve amacını
anlatmış sonrasında sözü CHP Ankara Milletvekili ve Ankara Seçim Koordinasyon Başkanı
Bülent Kuşoğlu’na bırakmıştır.
Sn. Kuşoğlu bu yerel
seçimlerin siyasal olmaktan çok sosyal açıdan değerlendirilmesi gerektiğini
belirtmiştir. İlk defa dört bakanı istifa etmiş, yolsuzlukların bu kadar yoğun
olduğu bir hükümetle yerel seçimlere gidildiğini ve çok şeylerin değişmesi
beklentisi olmasına rağmen bunun gerçekleşmediğini, yolsuzlukların, AKP oylarını
eksi yönde %2 etkilediğini, eşit şartlarda bir seçim olmaması ve toplumun iyi
anlayıp değerlendirme yapamadığı bir kriz dönemi yaşandığını bunu siyasetle
anlatmanın mümkün olmadığını sosyolojiyle, dinle, inançla, yada başka olgularla
açıklanabilecek bir konu olduğunu ifade etti.
Bülent Kuşoğlu
CHP’nin Karadeniz, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da başarılı olamamasında
toplumun, laik, muhafazakar ve kürtçü kesim şeklinde 3’e ayrıştırıldığını
söylemiştir.
Bülent Kuşoğlu,
CHP’ye oy verenlerin eğitimli, kentleşmesini tamamlamış, daha kültürlü, AKP’ye oy verenlerin ise daha eğitim seviyesi
düşük, yaşamını din ve siyaset üzerine şekillendiren bir kesimden oluştuğunu
belirtti. Doğu ve Güneydoğuda oy verenlerinse din ve etnik saiklerle hareket
ettiğini belirtti.
Mansur Yavaşın
kişiliği ve projeleri ile aslında başarılı olduğunu, CHP oylarını 2011
seçimlerine göre %12 artırdığını, eskiden karşıt taraflarda yer alan CHP ve
MHP’lileri de bir araya toplayarak birleştirici bir görevi yerine getirdiğini,
sonuç olarak insanların aklı başında ve projeleri olan kişileri
desteklediklerini vurguladı.
Bülent Kuşoğlu, seçim
sonuçlarını sosyolojik olarak değerlendirmek gerektiğini ondan sonra da
siyaseten hep beraber bir çözüm bulmak zorundayız, ne AKP’lileri nede
BDP’lileri dışlayabileceğimizi belirtti.
Bülent Kuşoğlu daha
sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iyi hazırlanmak gerektiğini, Cumhurbaşkanı
adaylarını siyasi partilerin gösterebilmesine karşın destekleyemediğini, adayların hem ekonomik,
hem de maddi olarak yalnız bırakıldıklarını, kişilerin 9 bin liraya kadar gibi
cüzzi bir maddi yardımda bulunabileceğini, kurumların ise ayni yardım(uçak,
televizyon reklamı vs.) yapabileceklerini söyledi.
30 Mart seçimlerinden önce ve seçimlerde ne yaptık,
neleri yapabildik, neleri yapamadık sonrasında süreci nasıl yürüttük konuları
tespiti oturumu :
-CHP Çankaya ilçe
örgütten sorumlu başkan yardımcısı Gülizar Üzgün;
Öncelikle en az oy
alınan Boztepe mahallesi örnek alınıp, çalmadık kapı bırakılmamış ve burada
oylar % 100 arttırılmış, sandık örgütlenmesinde ve sandık sonrası örgütlenme de
hiç eksik olmamış, sadece kumanya dağıtımı gibi ufak tefek sorunlar olmuş, seçimlerde
halkın da çok büyük desteği olmuş ve önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçiminde de
gönüllülerin çok daha fazla destek olması gerektiğini söylemiştir.
-CHP Yenimahalle
İlçe Örgütü mahalli ve sandıklardan sorumlu başkan yardımcısı Necla Baran;
Çayyolu’nun, Yenimahalle ilçesinden alındıktan sonra eksi
ile başlamış olmalarına rağmen %51 oy alarak çok başarılı olduklarını, çok
başarılı bir örgütlenme yaptıklarını, şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimine
hazırlandıklarını belirtmiştir.
-Çayyolu Temsilcisi Kemal
Yılmaz;
Çayyolu’nda daha
önceki seçimlerde %68 olan oy oranını %86’lara çıkardıklarını, alan çalışması
yaparak 23 bin ev, 3450 iş yeri dolaşılarak, 52 göbekte 3-5 defa alan süslemesi
yapıldığını söylemiştir. Kadınların Etimesgut, Keçiören, Pursaklar, Mamak’ta alan çalışması yapmış, yönetim
kurulu üyelerinin yaklaşık 30 arkadaşla birlikte Büyükşehir Belediye Başkan
adayının yanında Çubuk, Akyurt,
Koçhisar, Bala, Haymana gibi ilçelerde alan çalışmasına katıldığını
belirtmiştir.
-Muhsin Ertuğrul
Mah. Muhtar adayı Aydın Yaşar; İlçe yöneticilerinin Büyükşehir Belediyesi için
oy istemesi, Belediye başkan adaylarının, yolsuzluğa batmış olan hükümeti
konuşmak yerine, kendi projelerini anlatmalarına fırsat vermemiz gerektiğini
söylemiştir. Ekonomik sıkıntılar içerisinde olan insanların çok kolay
kandırılabildiklerini karşı tarafa oy verebildiklerini, parti olarak bu insanlara
sahip çıkmamız gerektiğini söylemiştir. Seçimde sandık çevresinde yeterince iyi
örgütlenemediğimizi belirtmiştir.
-Sandık çevresi
çalışması eğitimi ile ilgili Uğurhan Çelik; sandık çevresi ve propaganda,
halkla ilişkiler dersleri verdik. Bitem projesi kuruldu. Türkiye çapında ilçe
örgütleri sandık çevre sorumlusu olarak atadıklarından %26 geri dönüş yapmış, dolayısı
ile hayali görevlendirme söz konusu. Bu %26’dan da %4,96’sı görevini yapmış.
Ankara’da %98 atamadan %36’sı görevi kabul etmiş ve görevini yerine getiren de
%3,19
-Sandık görevlisi
Ali Er; sandık çevresi görevlendirmelerinin daha çok CHP ‘nin zayıf olduğu, hilenin
daha çok yapılacağı yerlerde yapılandırılması gerektiği ve ayrıca ilçe seçim
kurullarında seçim torbalarının yeterli kontrol yapılmadan teslim alındığını
tespit ettiklerini söylemiştir.
-Sandıkta görev
almış Numan Şahin, biz CHP’lilerin yeterince örgütlenemediğini, AKP’nin üye
sayış 8 milyonken, CHP’nin 2 milyon olduğunu belirtmiş bunu artırmamız
gerektiğini söylemiştir. Ayrıca CHP’nin sandık takip sisteminin yetersiz
kaldığını, geliştirilmesi gerektiği, bir sonraki seçime %100 çalışır hale
getirilmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl kazanacağımızı
tespit etmemiz gerektiğini belirtmiştir.
-Sandık çevresi ve
çalışmaları konusunda Ali Ulusoy; 30 mart yerel seçimleri öncesinde Bütün şehir
yasasının yeterince anlatılamadığı, yerel yönetimlerde mahalle ve
muhtarlıkların son derece önemli olduğunu, kentsel dönüşüm politikaları
sayesinde AKP’nin kendisine finansal kaynak yarattığını ve yine seçim öncesi
AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın genel politikasının peşine takılmış olmamızın hata
olduğunu, CHP’nin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde hayata geçirdiği başarılı
projeler öne çıkarılsa daha başarılı olunabileceğini belirtmiştir. Ayrıca Yenimahalle
belediyesinin başarısındaki stratejinin incelenmesi ve öne çıkarılması
gerektiğini söylemiştir.
-Ali Selvi; CHP’nin
okumuşların partisi olmasına rağmen teknolojiyi iyi kullanamadığını ve CHP’nin
geçmişte yaptıklarının çok iyi anlatılarak toplumda bir güvenin oluşturulması
gerektiğini söylemiştir.
-Mehmet Peker; CHP
Türkiye’de ve Ankara’da başarısız olmuştur, belediye başkan adayları
seçilirken, katılımcılık, demokrasi, üye vs. hiçbirisi dikkate alınmadığını
söylemiştir.
-Meliha
Selmanpakoğlu; Sandık çevresi sorumluluğu eğitiminin yeterince verilmediğini,
Belediye Başkan adaylarının çok geç belirlendiğini bu nedenle adayların yeterli
alan çalışması yapamadığını, yönetime, katkı verebilecek, üreteceklerin talip
olmaları istedi. Partinin teknolojiyi daha iyi kullanmasını, ideolojisini
belirlemesini, gençleri sendikaları daha iyi kullanmamız gerektiğini söyledi.
- Cemal Emir; Çankaya
gibi ilçe seçim kurullarında sorun olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir hile
yapıldıysa ya sandıkta yapılmış olması gerekir, ya da Güneydoğu gibi yerlerde
seçim kurullarında yapılabileceğini düşündüğünü belirtti.
-Ekmel Uygur; sandık çevresi sorumluluğu yeterince iyi
anlatılamadı ve iyi işlemedi. Bitem’i kullanması gereken 4 genel başkan
yardımcısı arasında koordinasyon eksikliği vardı. Ankara’da da genel merkez ile
Mansur Yavaş ortak çalışmadı, taraflar birbirine yardımcı olmadı.
Yapabileceklerimiz ile ilgili görüş ve öneriler
oturumu:
-Nuran Talu; Birleştirici güç olgusunun yeterince
anlaşılamadığı, bunun iyi anlatılması ve gerekirse bununla ilgili eğitimlerin
verilmesi gerektiğini söyledi. Ankara’da 25 ilçeden sadece 2 tanesini aldıysak
bunun başarı olmadığını belirti. Parti okulunun başarısız olduğunu adaylara
1,5- 2 sene eğitim vermenin olması gerektiğini ama bunu süregelen devamlı bir
eğitim olması gerektiğini söyledi. Ayrıca yüz yüze ilişkiyi kuramadığımız
sürece 2015’te de başarısız olacağımızı, son olarak CHP‘de de kadın siyasetine
dar bakan erkek ve kadın siyasetçilerin olduğunu belirtti.
- Ali Selvi; CHP’nin
köklü bir parti olduğunu, CHP varken DP, AP, ANAP vardı hiçbirisi artık yok,
AKP’de öyle olacak, yeter ki biz daha çok çalışalım, sahip çıkalım dedi.
- Ali Ulusoy; yerel
yönetim seçimine yönelik eğitim verildiğini, ancak seçimlerin genel seçim
ortamında geçtiğini, CHP’nin sosyal demokrat bir yerel yönetim modeli
yaratamadığını ve 30 Mart seçimlerinde başarılı olunmadığını, bu bağlamda genel
merkez politikalarının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca
kadın ve gençlik örgütlenmelerine daha çok önem verilmesi gerekir dedi.
-Meliha
Selmanpakoğlu; %80 şehirde yaşayan %70’i hala köylü olan iki kültür arasında
bocalayan insanlara ulaşmamız gerekir, partiyi yeniden yapılandırmak gerekir.
CHP önemli, iktidar olmasa bile mecliste olması önemli dedi.
-Cevdet Bozkurt;
Çayyolu’nda CHP %86 oy almış fakat Çayyolu’ndan bir arkadaşımızı dahi belediye
meclisine gönderemedik. Beni il yöneticimde, ilçe yöneticimde
heyecanlandırmıyor. Beni heyecanlandırmayan yöneticilerle sokakta seçim
kazanılamaz dedi.
-Mehmet Peker;
Bundan sonraki süreci üye bazlı, herkesi dinleyen, katılımı artıracak, parti
içinden başlayarak demokrasiyi hakim kılacak bir süreç başlatalım dedi.
-Ali Er; 2011’den
sonra oy kullanmamış 6 milyona yakın genç olduğunu ve bu gençleri partiye
kazandırmak gerektiğini söyledi. Ayrıca köylerde imamların Akp’nin temsilcisi
olduğunu ve bu sorunu çözmemiz gerektiğini belirtti.
-Burhanettin Şen;
Türkiye’nin makus talihi şudur, Türkiye’nin temel niteliklerini
muhafazakarlaştırarak enerji baronlarının oynayacağı bir yapıya getirmek
olduğunu belirtti. Eğer CHP siyasi bir irade ortaya koyamazsa AKP’nin
bitmeyeceğini söyledi.
-Gülcan Çelebioğlu;
Parti okulu eğitim değil ancak öğretim verebilmiştir, alana çıkan
arkadaşlarımıza yeterli düzeyde eğitim verilememiştir. Alana çıkan arkadaşların
oyları ne kadar artırdığının araştırılması gerekir.
-CHP Ankara il
Başkanı Zeki Alçın; Teknoloji kullanımı bir alışkanlıktır. CHP’liler ne kadar
entelektüel olsalar da teknoloji alışkanlığı kazanamadığımızı söyledi. Sandık
çevresi örgütlenmesinin birçok eksiği olmasına rağmen bu güne kadar
yapılanların en iyisi olduğunu belirtti. Sandık başında sayılan oylar tutanak
tutulduktan sonra hiçbir aşamada çalınmasının mümkün olmadığını söyledi. Sandık
tutanakları ile seçim kurulu tutanakları karşılaştırıldığında 2-3 bin fark
çıkmış buda hatalı yazımdan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir dedi. Dış ilçelerden
yeterli oy alınamadığını belirtti. AKP hükümetinin somut 20 milyon insana
yardım yaptığını ve bunu nasıl kıracağımızı konuşmamız gerektiğini söyledi. Seçim
sürecini iyi yönetemediklerini ama Ankara’da alınan oylara bakıldığında geçmişe
göre başarılı olunduğunu belirtti. Zeki Alçın, Anayasa mahkemesinden de umutlu
olmamak gerektiğini belirtti. Ayrıca siyasi inancın yeterli olmaması konusunda
parti olarak eksikleri olduğunu söyledi.
- CHP Ankara
Milletvekili Bülent Kuşoğlu; CHP’nin yanında Üniversitelerin, sivil toplum
meslek kuruluşlarının pek olmadığını ve demokrasinin sadece partilerden ibaret
olmadığını, sivil toplum kuruluşlarının da istediği gibi örgütlenebilmesi lazım
dedi. Yerel seçimlerde başarılı olamadıklarını, ancak Ankara’da başarılı
olunduğunu belirtti. Türkiye’de laikliğin sigortası olan bireyler burada olduğu
sürece CHP bitmez ama bunu büyütmemiz gerektiğini belirtti.
- Moderatör Mehmet
Yalçındere; konuşmacılarımızı özetlersek teori olarak iyi olmamıza karşın
pratikte yeterli olamadığımızı, kendine siyaset yapma kötü alışkanlığının
sürdüğünü, parti içindeki sevgisizliği gidererek dayanışmamızı ve güç
birliğimizi güçlendirme görevimiz olduğunu belirtti.
Geniş katılımlı bu
toplantıların tekrarlanması temennisiyle sona erdi.
Sonuç Raporu
düzenleyen: M. Fatih ÖZEN
17 Nisan 2014 Perşembe
SEÇİMLERDE SANDIK GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN TESPİT VE ÖNERİLER - ALİ ER
SEÇİMLERDE SANDIK
GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN TESPİT VE ÖNERİLER
17 Nisan 2014
30
Mart 2014 seçimlerinde hem genel merkez hem de yerel teşkilatlarca üzerinde çok
durulmasına ve gösterilen iyi niyetli büyük çabalara karşın partinin üye ve
gönüllü sayısı yüksek olan bir çok metropol illerde dahi seçimlerde sandık
güvenliği arzu edilen şekilde sağlanamamıştır. Örnek vermek gerekirse çoğu
sandıktan %80 ve yukarı oy çıkan Çayyolu
bölgesinde sandık kurullarında dahi görevlendirilecek üye bulunmasında
sıkıntılarla karşılaşılmıştır.
Buna
karşılık aksi yönde uygulamalarla da karşılaşılmıştır. Bazı İlçe
teşkilatlılarında ise görev isteyenlere
yeterli sandık kurulu üyesi ve müşahit olduğu gerekçesiyle bazı müracaatlar
geri çevrilmiştir..
Ayrıca
sandık görevlilerinin öncelikle parasal
ihtiyacı olan üyelerden seçildiği söylenmiştir. Bu başlı başına sorunlu bir
yaklaşımdır. Eğer sandık görevine istekli olanların alacakları günlük hâkim
faktör ise daha işin başından sorunları beraberinde getirir. Çünkü maddi kazanç
saikı ile sandıkta görev alan bir kişinin günlük
bordoları imzalandıktan sonra sandıktan başından ayrılması yüksek bir
olasılıktır.
Yine
parti üyesi bir arkadaşımız okul ve
bölge sorumluluğu görevini üstlenebilecek nitelikte olmasına, Çankaya İlçe
örgütüne kendi imkânları ile herhangi bir ilçeye de gidebileceğini beyan ederek
müracaat etmesine rağmen ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle görev verilmemiş veya
maalesef başka ilçelere de
yönlendirilmemiştir. Gerektiğinde İl bazında Merkezi planlama ile bu gibi olumsuzlukların
önleyebileceği değerlendirilmektedir.
CHP
olarak sadece yüksek oylar aldığımız Çankaya, Yenimahalle, Beşiktaş, Bakırköy,
Konak, Karşıyaka, Muratpaşa vb. ilçelerdeki sandıklarda sandık kurulu üyesi ve
müşahit bulundurmak yeterli değildir. Partimizin genellikle çok az veya hiç oy
alamadığı Sincan, Pursaklar, Çamlıdere, Nallıhan, Bağcılar, Arnavutköy, Akseki,
Korkuteli vb. ilçelerde de tüm sandıklarda sandık kurulu üyesi
görevlendirilmeli, görevlendirilemiyorsa
diğer ilçelerden müşahit görevlendirmelidir.
Aslında
asıl önemli olan; zayıf olduğumuz seçim çevrelerinde her sandık başında görünür
ve etkili olmamız için gerekli planlama, hazırlık ve organizasyonu hayata
geçirebilmemizdir. Çünkü Partimizin hiç
oy almamış olduğu bir sandıkta dahi sayımın doğru olarak tutanağa geçirilmesi
çok oy aldığımız sandıktaki sonuçların tutanağa doğru geçirilmesi kadar önemlidir.
Şöyle ki 250 seçmeni olan bir köyde veya mahallede diğer küçük partilere
bilerek veya bilmeyerek verilen az sayılardaki oyun ve partimize verilmiş az
sayıdaki oylardan bir kısmının da AKP’ ye yazılması ile AKP’nin oylarında örnek
olarak Ankara’da olduğu gibi % 1 oranında bir artış sağlanmış olması kuvvetle
muhtemeldir. Bu hile diğer partilerin
kurul üyesi vermediği veya müşahit görevlendirmediği tüm sandıklarda her
seçimde yaygın olarak yapılan, tespiti
güç bir hiledir.
Özetle
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde alınması gereken en önemli ders bir sonraki seçim planlamasının sonlanan seçimlerin hemen ertesinde başlaması
gereğidir. Çünkü seçim sandıklarının güvenliği ve sandık sonuçlarının ilçe
seçim kurullarında doğru ve eksiksiz olarak kesin sonuç tutanaklarına geçirilmesi
her sandık bazında yapılacak ayrıntılı planlama ve organizasyonun hayata
geçirilebilmesi ile mümkündür.
Bunun
için önümüzdeki seçimlerde görev alacak partililerin belirlenmesi, eğitimi ve görevli
oldukları sandık mahallerinde saha çalışmaları bugünlerden itibaren başlatılmalıdır.
Üye
kayıtlarında ve mevcut üyelerimiz bugünden gönüllü olarak görev alabilecekleri
sandıklar belirlenmelidir.
Oy
kullandığı mahalden başka ilçe veya mahallelerde görevlendirilecek müşahitler seçim
sabahı öncelikle kendi sandıklarında oy kullanmaları sağlanmalıdır.
Müteakiben parti organizasyonu ile görevli
oldukları sandıklara iki veya üç saat içinde ulaştırılması, sandıklarında oylar
sayıldıktan sonra tutanaklarını almaları ve
yine parti organizasyonu ilçe teşkilatına ıslak imzalı tutanakların
teslimi ve evlerine bırakılması için gerekli
lojistik planlama değerlendirilmelidir.
Bilinen
seçim hileleri genellikle beş aşamada yapılmaktadır;
-Sandık
kurullarının oluşumu sırasında,
-Oy
verme işlemleri sırasında,
-
Oyların sayımı sırasında,
-Tutanakların
hazırlanması sırasında
-
Islak imzalı sandık tutanaklarının ilçe Seçim Kurullarında bilgisayar ortamına
aktarımı sırasında.
Bu
konuda ıslak imzalı tutanakların İlçe Seçim kurullarında bilgisayar ortamına
aktarımı sırasında bilinçli ve bilinçsiz olarak yapılan kaydırmalar ve
yanlışlıklardır. Bu konuda ıslak imzalı tutanakları tesliminde partili sandık
görevlilerinin bulunması özel önem taşımaktadır. Ancak söz konusu tutanaklar
bilgisayar ortamına aktarılmasının ardından ıslak imzalı tutanakların kontrol
masasında kontrol edilirken de mutlaka bir parti temsilcisi her kontrol
masasında bulundurulmalıdır. Tutanaklar bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra
alınan çıktının ıslak mühürlü-imzalı tutanakla karşılaştırılması sırasında
görevli memurun yanında üç partiden birer temsilcinin bulunması, ıslak imzalı
tutanak bilgisayar ortamına doğru aktarılmışsa çıktının müştereken imzalanması
ikinci bir denetim olanağı sağlayacağından olası hile ve suiistimalleri önleyebileceği
değerlendirilmektedir. Seçimler öncesinde YSK nezdinde girişimlerle bu husus
üzerinde karar alınmasının sağlanmasında yarar bulunmaktadır.
Yukarıda
belirtildiği gibi her aşamadaki hile veya yanlışlıkların önlenmesi için; tüm sandık kurulları ile il ve ilçe seçim
kurullarında öncelikle partili üyeler belirlenmelidir. Parti üye bulunamıyorsa parti görüşüne
yürekten bağlı, bu olmasa bile ülke için mutlaka partimizin seçim kazanması
gerektiğine inanan eğitimli, bilgili, mücadeleci, her durum ve koşulda görev yapacak
gönüllülerin görevlendirilmesi için hazırlık yapılmadır. Bunu ülke çapında
başaramasak dahi büyük oy depoları olan güçlü olduğumuz metropollerde mutlaka
başarmalıyız.
Bu
amaçla yapılacak her türlü çalışmalar bugünden
başlatılmalı, parti örgütü ve üyeleri ile sınırlı olmamalıdır. Eşgüdüm ve
işbirliği gerektiren çalışmalar için il başkanlarının sorumluluğunda planlama
ve iletişim yeteneği yüksek parti üyesi veya gönüllülerden sürekli çalışma grupları kurulmalıdır. İl veya bütünşehir tek elden planlanmalı ve
ilçelerde de daha ayrıntılı uygulama palanları ve teşkilatlanma yapılmalıdır. Önümüzdeki
seçimlere yönelik hazırlık hem Sandık
kurulları hem de İlçe Seçim Kurularına
yönelik olarak planlanmalıdır.
Bu
maksatla öncelikle bu seçimlerde görev alan üyeler şimdiden bir sonraki
seçimler için taslak planlamada yer alıp almayacakları açığa kavuşturulmalıdır.
Kayıtlı üyelerimizin
önemli bir bölümü yaşlı ve pasif üyedir. Bu nedenle seçimlerde görevlendirilecek üye kaynağı genişletilmeli ve güncel tutulmalıdır.
Bu nedenle;
-
Öncelikle
sosyal medya, gazete, TV, billboard, SMS, elektronik ileti, mektup, bizzat
telefonla görüşme vb. her türlü iletişim yolu kullanılarak duyarlı insanlar
göreve davet edilmeli ve bilgileri bir portalda
toplanmalıdır.
-
Ayrıca
ilk defa bu seçimde ortaya çıkan ve sosyal medya aracılığı ile örgütlenen ve
sandık başlarında seçime ve oy sayımına nezaret ederek başarılı olan oluşumlarla işbirliğine gidilmeli ve güçler
birleştirilmelidir.
-
Cumhuriyet
ve Atatürk ilkelerine bağlı STK üyelerine yazılacak mektuplar veya yapılacak
telefon görüşmeleri ile görev
önerilmelidir.
-
Yeterli
üye veya gönüllü bulunmayan yerler için örgüt bazında özellikle diğer partilerle işbirliği yapılarak
gerekirse sandıklar paylaşılmalıdır.
-
Seçimlerde
görev alacak personel havuzundaki kişilerle özellikle internet ve SMS ile yoğun
ve kesintisiz bir iletişim içinde bulunulmalıdır. Dini ve resmi bayramlar
kutlamaları, parti faaliyetleri, üyelere duyurulduğu gibi bu kişilere de
duyurulmalı, parti ile bağları canlı
tutulmalıdır.
-
Sandık kurulu ve müşahit eğitimleri daha yoğun bir şekilde yapılmalı ve konu hukuk
ağırlıklı olduğundan öncelikle avukatlar
tarafından verilmelidir.
-
Bütün
şehirlerde ikamet ettikleri bölgeler dışında görev verileceklerin gidiş ve gece
evlerine dönüşleri de planlanmalıdır.
Bütün
sandıklarda uygun ve bilgili kurul üyesi, bu yapılamadığı takdirde hiç olmazsa
aynı nitelikte müşahitler görevlendirilerek, seçimin kurallara uygun
yürütülmesi, doğru bir sayımın gerçekleştirilmesi ve sonuçların doğru olarak
tutanaklara geçirilmesi sağlanıp bir suret tutanağın partiye teslim edilmesi
halinde her aşamada yapılacak itirazlardan mutlaka sonuç alınacak ve seçim sonuçları
doğru olarak tecelli edecektir. Çünkü her
aşamada yapılacak itirazlarda somut olgulara ve belgeye dayanmadan varsayımlara
dayalı iddialardan sonuç almak mümkün değildir.
Saygılarımla
sunarım.
Ali ER
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)